25 Şubat 2014 Salı

Vergi Borcunda Hukuka Aykırı Şekilde Zamanaşımını Kesmek amacıyla İdare Tarafından Ödenen Miktarlar


Danıştay 3. Daire, Esas: 2010/4340, Karar: 2012/3047 İçtihat

"İstemin Özeti : Davacının kanuni temsilcisi olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen 2000 yılına ilişkin kurumlar vergisi, katma değer vergisi, fon payı, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağı nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10'uncu maddesi uyarınca adına düzenlenen 06.11.2009 gün ve 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 39, 41, 43, 46, 47, 48, 49, 50 ve 51 takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır. Adana 1. Vergi Mahkemesinin 25.05.2010 gün ve E:2009/1524, K:2010/805 sayılı kararıyla; şirket adına, komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yaptığı yolundaki inceleme raporlarına dayanılarak salınan vergi ve kesilen cezaların şirketten tahsilinin imkansız hale geldiği sonucuna varılarak dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, ancak, tescil ve ilan edilmemiş olmasına karşın 18.10.2000 tarih ve 5 sayılı ortaklar kurulu kararı, Adana 1. Noterliğinin 18.10.2000 tarih ve 26863 yevmiye numaralı hisse devir senedi ve söz konusu şirket hakkında düzenlenen 28.3.2002 tarihli vergi tekniği raporunda bulunan tespitlerden, davacının 18.10.2000 tarihinden itibaren şirketteki bütün hisselerini devrettiği dolayısıyla şirketle hiçbir ilişkisinin kalmadığı ve bu tarihten sonra şirketi idare ve temsile yetkili kılınmadığı anlaşıldığından kanuni temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonra doğan vergilerin ödenmesi ve beyannamelerin verilmesi hususunda sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alındığında , Ekim ila Aralık 2000 dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi, Ekim-Aralık 2000 dönemi için aranmayan geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezası ve hesaplanan gecikme faizi, 2000 yılına ilişkin kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizi ve hesaplanan fon payından oluşan kamu alacağı nedeniyle sorumlu tutulması mümkün olmadığı gibi, Ekim-Aralık 2000 dönemi için aranmayan geçici vergi üzerinden hesaplanan gecikme faizi, 2000 yılı özel usulsüzlük cezası ve Ekim 2000 dönemi katma değer vergisi borcu için cebri takip prosedürü tamamlanmaksızın davacı hakkında takibe başlandığı anlaşıldığından söz konusu dönemlere ilişkin olarak düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk görülmediği, şirket hakkında takip yollarının usulüne uygun olarak tüketilmesi neticesinde Ocak ila Eylül 2000 dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi, Ocak-Haziran 2000 dönemi için aranmayan geçici vergi üzerinden kesilen vergi ziyaı cezası ve hesaplanan gecikme faizi ile Temmuz-Eylül 2000 geçici vergi dönemi için hesaplanan gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinde ise hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan 48 takip numaralı ödeme emrinin mükerrer olarak düzenlenmesi nedeniyle idarece iptal edildiği gerekçesiyle, 11, 12, 13, 30, 31, 32, 39, 43, 47 ve 51 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 41, 46, 49 ve 50 takip numaralı ödeme emirleri yönünden davanın reddine, 48 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı idare, davacının müdürlük sıfatının sona erdiği hususunun tescil ve ilan edilmediğini, kanuni temsilcilik sıfatı devam eden davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürerek ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını istemiştir.

20 Şubat 2014 Perşembe

Faiz Hakkında Önemi Bir Hukuk Genel Kurulu Kararı

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2010/12-124
K. 2010/110
T. 3.3.2010

• İCRA MÜDÜRLÜĞÜ İŞLEMİNİ ŞİKAYET ( Mahkeme Kararında Açıkça Reeskont Faizine Hükmedilmişse Yorumla Bunun Yasal Faiz Olarak Nitelendirilmesine Olanak Olmadığı )

• YASAL FAİZ ( İlamın Hüküm Kısmında Yer Alan "Reeskont Faizi" İbaresi İcra Müdürlüğünce "Yasal Faiz" Olarak Yorumlanmasına ve Uygulanmasına Olanak Bulunmadığı )

• REESKONT FAİZİ ( Mahkeme Kararında Açıkça Reeskont Faizine Hükmedilmişse Yorumla Bunun Yasal Faiz Olarak Nitelendirilmesine Olanak Olmadığı )
3095/m.1, 2

ÖZET : İcra müdürlüğü işlemini şikayete ilişkin istemde uyuşmazlık, takip dayanağı ilamın hüküm kısmında yer alan "reeskont faizi" ibaresinin, icra müdürlüğünce "yasal faiz" olarak yorumlanmasına ve uygulanmasına olanak bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerek somut olayda olduğu gibi hükme konu olması ve gerekse taraflarca sözleşmede kararlaştırılmış olması halinde Merkez Bankası'nca belirlenmekte olan reeskont oranı üzerinden faiz hesap edilebilir. Mahkeme kararında açıkça reeskont faizine hükmedilmişse yorumla bunun hükümde belirtilmeyen yasal faizi ifade ettiği kabul edilemez. İlamın infaz edilecek kısmı hüküm kısmı olup aynen infaz edilmesi zorunludur; yorumla değiştirilemez. Eldeki davada, açıkça reeskont faizine hükmedildiğinden, uygulanacak faiz oranın Merkez Bankası'nın reeskont işlemlerinde uyguladığı faiz oranı olduğu kabul edilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; Ankara 13. İcra Hukuk Mahkemesi'nden verilen 19.08.2009 gün ve 2009/1101 E. 2009/1269 K. sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 25.11.2009 gün, 2009/12-504 Esas, 2009/ 548 Karar sayılı ilamın, karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi karşı taraf/alacaklı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kâğıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:

18 Şubat 2014 Salı

İşçilerin Aynı Kişilere Ait Farklı Tüzel Kişiliklerde Girdi Çıktı Yapmak Suretiyle Haklarının Kısıtlanamayacağı Hakkında

T.C. YARGITAY

9.Hukuk Dairesi
Esas: 2009/9436
Karar: 2009/15249
Karar Tarihi: 02.06.2009


ÖZET: Somut uyuşmazlıkta, davalı her iki şirketin ortaklarının esasen A. ailesinden aynı şahıslar olup her iki şirketin de aynı işverenlere ait tekstil firmaları olduğu, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu, davacının çalışmasının bütünlük arz ettiği, çalıştığı yer, yaptığı iş ve pozisyonunda herhangi bir değişiklik olmadan ve hiç ara vermeden çalışmasını sürdürdüğü ve bu süre boyunca kâğıt üzerinde farklı şirketler tarafından sigortaya girdi çıktılarının yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davalıların birlikte sorumluluğuna karar vermek gerekirken davalı G. İplik Sanayi Ticaret A.Ş. hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

(4857 S. K. m. 17, 32, 57) (1475 S. K. m. 14) (9 HD. 26.03.1999 T. 1999/18733 E. 1999/6672 K.) (9 HD. 28.11.2005 T. 2005/34442 E. 2005/37457 K.)

17 Şubat 2014 Pazartesi

Fazla Çalışma Limitine İlişkin Yargıtay Kararı

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/9638
K. 2004/25610

T. 10.11.2004

• FAZLA ÇALIŞMA ( 90 Günden Fazla Mesai Yapılması Mümkün Olmadığı Gerekçesiyle Fazla Fazla Çalışma Ücretinin Kabul Edilmemesi - İş Kanunundaki Sınırlamaya Rağmen İşçi 90 Günden Fazla Fazla Mesai Yapmış İse Bu Fazla Çalışma Ücretini İsteyebileceği )

• FAZLA ÇALIŞMANIN SINIRLANMASI ( Fazla Çalışma Yaptırılmaması ile İlgili Olduğu - İşçinin Fiilen Yaptığı Fazla Çalışma Süresinin Dikkate Alınması Gereği )

1475/m. 35


ÖZET : 1475 sayılı yasanın 35. maddesindeki sınırlamalar daha fazla fazla çalışma yaptırılmaması ile ilgilidir. Bu yasağa rağmen işçi 90 günden fazla fazla mesai yapmış ise bu fazla çalışmaların ücretini isteyebilir. Bu nedenle davacının bu sınırlamayı nazara almadan fiilen yaptığı fazla mesai çalışma süresi ve alacakları belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

4 Şubat 2014 Salı

Avukatların Avukatlık Kanunu 2. Maddeye Göre Bilgi ve Belge Talebi

T.C.
DANIŞTAY
1. DAİRE
E. 2002/26
K. 2002/52
T. 10.4.2002
• AVUKATIN İNCELEME YETKİSİ ( Avukatlık Kanununda Belirtilen Kurum ve Kuruluşların Avukatlara Görevlerini Yerine Getirme Esnasında Yardımcı Olmalarının Gerekmesi )
• BİLGİ VE BELGE ALMANIN SINIRLARI ( Kurum ve Kuruluşların Bünyesinde Avukatın İnceleme Olanağının Olması-Belgelerden Örnek Alınmasının Ancak Vekalet İbrazına Bağlı Olması )
• VEKÂLET İBRAZI ( Kurum ve Kuruluşların Bünyesinde Avukatın İnceleme Olanağının Olması-Belgelerden Örnek Alınmasının Ancak Vekâlet İbrazına Bağlı Olması )
• AVUKATLIK GÖREVİNİN YERİNE GETİRİLMESİ ( Kurum ve Kuruluşların Avukata Görevini Yaparken Yardımcı Olmak Zorunda Olması )
• ÖRNEK ALMA ( Avukatın Kurum ve Kuruluşlardaki Belgelerden Örnek Alabilmesinin Vekâlet İbrazına Bağlı Olması )
213/m.5
657/m.128,129,130,131
1136/m.2,35,163
1412/m.6,143
1512/m.54,55
2577/m.20
2709/m.36
4045/m.1
4389/m.3,22
4483-1/m.6
4721/m.2,3
ÖZET : Avukatlık Kanununun 2. maddesinin 4667 sayılı Kanunla değiştirilen üçüncü fıkrasında sayılan kurum ve kuruluşlara, avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olma zorunluluğu getirilmiştir. Buradaki zorunluluk, avukatlık görevlerinin yerine getirilmesi ile sınırlıdır. Yasa koyucu, kurum ve kuruluşların bünyesinde inceleme olanağı tanıdığı belgelerden örnek alınmasını vekaletname ibrazına bağlı tutmuştur. Avukatlarca incelenmesinden sonra bu belgelerin gerekli olanlarından konusu, tarih ve sayısı belirtilerek örnek alınabilmesi yasa hükmü gereğidir.