7 Ağustos 2015 Cuma

Ptt Yurtiçi Havale Ve Posta Çeki Yönetmeliği

Yönetmelik 05/09/2015 tarihli ve 29466 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik ile yürürlükten kaldırılmış olup; yönetmeliğin yerini alan usul ve esasların bağlantısı  alta eklenmiştir. 



PTT YURTİÇİ HAVALE VE POSTA ÇEKİ YÖNETMELİĞİ
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
             Amaç ve kapsam
             MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, PTT bünyesinde yapılan posta çeki ve havale hizmetlerine ilişkin usul ve esaslar ile kişi ve hesap sahiplerinin hakları ve PTT’nin hak, yükümlülük ve sorumluluklarına ilişkin esasları düzenlemektir. 
             Dayanak
             MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 5584 sayılı Posta Kanununun 67 nci maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden; 2/4/1969 tarihli ve  6/11684 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yayımlanan Posta Çekleri ve Yolculuk Posta Çekleri Tüzüğüne  ve 27/3/1973 tarihli ve 7/6156 sayılı  Bakanlar Kurulu Kararı ile yayımlanan Posta Tüzüğüne dayanılarak hazırlanmıştır.

31 Temmuz 2015 Cuma

Harcırahların ve Gerçek Yol Giderlerinin Damga Vergisi Karşısındaki Durumu

Bilindiği gibi harcırah formlarında beyan edilen tutarın niteliği ne olursa olsun tamamı üzerinden damga vergisi kesilmekte ve Maliye Bakanlığı da mevzuata aykırı olmasına rağmen gelir getirmesi nedeniyle hatalı uygulamaya ve görüş vermeye devam etmektedir. Miktarın genelde yüksek olmaması nedeniyle şimdiye kadar konuyla ilgili açılmış bir dava bulunduğunu da tahmin etmiyoruz. Harcırahın yasal sınırlar içerisinde kalan kısmının gider sayılması ancak yasal sınırı aşan kısmının ücret sayılması nedeniyle Damga Vergisi Kanunu kapsamında böyle bir kesinti yapılmasının doğru olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca bir diğer yanlışlık da harcırah formunda belirtilen miktarın tamamı üzerinden damga vergisi kesilerek gider olduğu açık olan yol ücretlerinin  üzerinden de damga vergisi kesilmesidir ancak tartışmalı olsa da burada ücret sayılabilecek kalem ancak günlük yevmiyedir.

Konuyla ilgili yapılan incelemeye dair ender makalelerden birinin bağlantısı alta eklenmiştir.

17 Şubat 2015 Salı

İşçi Alacaklarının Belirsiz Alacak Davası Olarak Açılabileceğine Dair Hukuk Genel Kurulu Kararı

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO : 2012/9-838
KARAR NO : 2012/715 Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Konya 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2012
NUMARASI : 2012/236-2012/369
DAVACI : …….. vekili Av. ……..
DAVALI : ………. vekili Av. ………


Taraflar arasındaki “kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Konya 1. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.12.2011 gün ve 2011/945 E., 2011/592 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.12.2012 gün ve 2012/1756 E., 2012/5741 K. sayılı ilamı ile;
(…A) Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 13.12.2005 tarihinden 02.08.2011 tarihine kadar hafta içi 08.30-18.30, hafta sonu Cumartesi günleri de 08.30-13.30 arası çalıştığını, haftalık 45 saat i aşan çalışması olmasına rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi nedeni ile iş sözleşmesini noterden gönderdiği ihtarname ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II.e maddesi uyarınca haklı nedenle feshettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydı ile 200,00 TL kıdem tazminatının, 100,00 TL fazla çalışma ücretinin davalı işverenden tahsili amacı ile kısmi dava açmıştır. 
B) Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının 01.08.2011 tarihinde ücretin azlığı nedeni ile çalışmak istemediğini ve ayrılacağını söylediğini, istifa dilekçesi yazması gerektiği belirtilmesi üzerine tazminatlarını alıp almayacağını araştıracağını beyan ederek işyerini terk ettiğini, devamsızlık yaptığını, iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile 03.08.2011 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II.g maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini, davacının yeni bir iş bulduğunu, kıdem tazminatına hak kazanmadığını, fazla mesai ücret alacağı da bulunmadığını, bir an için fazla mesai ücret alacağı olduğu kabul edilse bile 27.09.2006 tarihinden öncesinin zamanaşımına uğradığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece ön inceleme aşamasında davacının çalıştığı süreyi ve ücretini bildiği, kullandırılmayan fazla çalışma süresini de bildiği, bu bilgiler doğrultusunda alacağının tamamını bildiği halde, HMK. 109/1 maddesi anlamında kısmi dava açtığı, aynı madde 2. fıkrasına göre alacak açıkça belli olduğundan kısmı dava açmasının mümkün olmadığı, HMK. 114/1-h maddesine göre hukuki yararın dava şartı olduğu, bunun yanında davacının talep sonucunu dava dilekçesinde HMK.nın 119/1-ğ maddesine göre açıkça bildirmek başka ifade ile taleplerini somutlaştırmak zorunda olduğu, bu zorunluluğu yerine getirmeyen davacının dava açmakta hukuki yararının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesi ile HMK. 109/2 maddesine aykırı davanın usulden reddine karar verilmiştir. 
D) Temyiz:Karar davacı vekili tarafından “tazminata ve alacağa esas ücretin belirlenmesi gerektiği, ayrıca fazla mesaide hakkaniyet indirimi yapıldığı, hak arama özgürlüğünün kısıtlandığı, kısmi davanın belirsiz alacak davasına göre daha geniş kapsamlı olduğu, kararın hatalı olduğu gerekçesi ile temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:Uyuşmazlık davanın niteliği üzerinde toplanmaktadır.
Davacının aynı hukukî ilişkiden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmî dava denir.
Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden (örneğin iş sözleşmesinden) doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kesiminin dava edilmesi gerekir(Kuru/Arslan/Yılmaz, Medeni Usul Hukuku, 22. Bası, Ankara, 2011, s. 286).
Kısmi dava 6100 sayılı HMK.’un 109. maddesinde tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasına göre “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir”. İkinci fıkrasına göre ise “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz”.

23 Ocak 2015 Cuma

Mernis Adresine Tebliğle İlgili Yargıtay Kararı



Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
2012/17610 esas sayılı ve 2012/34966 karar sayılı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü

Borçlu davacı vekili müvekkiline tebliğe çıkarılan ödeme emri davetiyesinin usulsüz olduğunu iddia ederek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.02.2012 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ödeme emrinin TK.'nun 21/2.maddesine uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.